Olympos Antik Kenti
Antalya'nın güney sahillerinde Phaselis'ten sonra ikinci önemli liman kenti Olympos'tur. Şehir adını 16 kilometre kuzeyindeki Toroslar'ın batı uzantılarından biri olan 2 bin 375 metre yüksekliğe sahip Tahtalı Dağı'ndan alır. Beydağları-Olympos Milli Parkı sınırları içindedır. Kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte İÖ 167-168 yılarında basılan Likya Birlik sikkelerinde adı geçen Olympos,Likya Birliği'nde üç oy hakkına sahip altı şehirden biridir. Şehir M.S.15. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüştür.(Uysal,1999)Birlik'te Likya'nın doğusunu temsil etmiştir. Kentin günümüze ulaşmış kalıntılarının çoğu orman içinde ağaç ve çalılarla örtülü olupHelenistik, Roma, Bizans dönemlerine aittir. Olympos'un günümüze kadar ulaşmış kalıntıları genellikle doğudan batıya doğru, hızla denize akan bir ırmağın ağzında ve her iki yakasında yer alır. Antik dönemde kenti ikiye bölen nehir yatağı bir kanal içine alınarak her iki yakası da iskele olarak kullanılmış ve köprü ile birbirine bağlanmıştır. Bugün köprünün bir ayağı yerinde durmaktadır. Roma ve Bizans dönemlerinde de dini merkez olarak kullanılan alanda yer yer orijinal blokları görülebilen kutsal yol ile alevlerin etrafındaki bir takım yapıların temellerini görmek mümkündür. İç duvarları yer yer freskolarla süslü Bizans Kilisesi ise alandaki en anıtsal kalıntıdır.Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken olimpos ilginç bir doğa harikasıdır.Çıralı denilen bölgede yerek halkın "yanar" dediği bir gaz sızıntısı sönmeden sürekli yanmaya devam emektedir.
Kaynak: Olympos, Antalya Tanıtım Kitabı, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2017)
